ÇÜNKÜ

     Yıllardır yaşadığım platonik aşktan sonra, kendimi yeniden kazanmak için gelmiştim o şehre. Daha çok insan tanımak için hemen yurda yerleşmiştim. Ve gelir gelmez sana vurulmuştum. Herşeye yeniden başlıyormuş gibiydim. Yeniden yüreğim heyecanla çarpıyordu. Seni görünce, seninle konuşunca on altı yaşındaki bir genç kız gibi oluyordum. Tek isteğim vardı oda seninle gerçekten dost olmak. Dünyamı seninle doldurmak senin dünyana katılmak istiyordum. Sana aşık olmaktan delice korkarken yine de yavaş yavaş aşık oluyordum.

     Başlangıç da herşey güzeldi seninle. Arkadaş olsak da, yağmurlarda sarılıp sırılsıklam olmak, geç saatlere kadar şarkılar söylemek, soğuk gecelerde bahçede bir battaniye altında oturup ısınmak güzeldi......

     Bir gün sana aşık olduğumu anladığında, bunu bana sormuştun. Bende göçmen kuşların aceleciliğiyle yanıtlayıp senden istediğim tek şeyin dostluk olduğunu söylemiştim. Beni kıracağını ikimizde anlamıştık ve sen "Bana aşık olma" demiştin. Ama bunu bana söylemenin beni sana daha çok aşık edebileceğini düşünemedin....

    Güzel bir dostluk başlamıştı aramızda. Birbirimize geçmişimizi anlatıyorduk. Yine böyle bir gecede, bir bankın üzerinde otururken Ankara'lı bir kızdan bahsettin. Söylediğine göre ondan sende hoşlanmıştın ama zaman aranıza girmiş ve onun hayatından çıkmıştın. İşte o gece, rüzgar yüzümü yalarken yanımda oturan sana baktım. Gördüğüm şey o kadar güzeldi ki. Ve ben o gece kalbimin pencerelerini sonuna kadar açtım. Kendime seni sevmek için izin verdim....

    Sana hissettiklerimin herkes farkındaydı ve bu onlar için, belki de hiçbir zaman sahip olamayacakları bir şey olduğundan malzeme oldu. İkimizinde üstüne geliyorlardı. Onlara çok iyi dost olduğumuzu anlatamıyorduk. İnsanların bu acımasızlığı yüzünden her şey kötüleşmeye başladı. Üzerindeki baskıdan kurtulmak için yapabileceğin tek şey vardı oda herkese beni sevmediğini göstermek. Bunu öyle güzel yaptın ki bende ki tüm güzellikleri yavaş yavaş öldürmeye başladın. Birden iki düşman gibi olmuştuk. Kendi hayal dünyamızda olayları yaşıyor sonrada bunun gerçek olduğuna inanıp birbirimizi yaralıyorduk.

    Bana başka insanlarla çıkmamı söylüyordun. Eğer bunu yaparsam üzerimizdeki baskıdan kurtulacağımıza inanıyordun. Sende yeni biriyle çıkmaya başlamıştın. Herşey kolaylaşacaktı sana göre. Bende dediğini yapmaya karar verdim. Başka insanlarla tanışmaya başladım. Bir gece yeni biriyle tanıştırılacaktım. Buluşma zamanı gelene kadar oyalanırken sana rastladım. Haberi çoktan duymuştun. Yavaş yavaş yürümeye başladık. Üniversitedeki havuzun oraya gelmiştik. İlk sözün çok can yakıcıydı.

    "Parayı kim alacak"

    İlk önce ne demek istediğini anlamadım. Anladığımda ise bende senin canını yakmak istedim ve aslında paranın senin hakkın olduğunu ama yarısını benim alacağımı söyledim. Ne demek istediğimi anlamıştın.

    "Ben sana başka insanlarla çık dedim ama ruhunu sat demedim."

    Ah sanki seni sevdiğimi bilmiyordun. Yürürken yine kavga etmeye başlamıştık. Platonik aşkımı unutmak için seni kullandığımı söylüyordun. Bana hakaret etmeni istemediğimi söylediğimde, "hak etme sende" dedin.

    Artık değil dostluğun, aşkın arkadaşlığın bile öldüğünü fark ediyordum. İstersen artık arkadaşta olmayalım dediğimde buna o kadar çok sinirlendin ki beni neredeyse havuza atacaktın. Bunu hakettiğimi söylüyordun ve bir an sana karşı koymaktan vazgeçip seni seviyorum dedim. Hemde ilk defa ve belkide son defa. Bir an durakladın, arkamdaydın, kolların beni sarmıştı, ay havuza düşüyordu ve nasıl olduğunu anlamadan dudağının yarısı dudağıma değdi. Herşey öyle büyülüydü ki, yıldızları ilk defa bu kadar gerçek görebiliyordum. Bu güzel anı yine sen bozdun.     "Sonunda kendini öptürdün....."

Sessizce yürümeye başladık. "Ben kimsenin mutsuz olmasını istemiyorum" diyebildim fısıldar gibi. Dönüp boşluğa bakar gibi yüzüme baktın ve "Sen kendi mutluluğun için herkesi kullanırsın" dedin. Başıma balyoz yemiş gibi hissettim.

    O gece her an bu anı düşündüm. O çocuğa bakarken yıldızları ve seni görüyordum. Bir an önce yanına dönmek istedim. Geri döndüğümde sen hala beni bekliyordun. Neler olduğunu sorduğunda hiç ilgilenmedim seninle çünkü acı çekiyordum...

    Ertesi gece cafede arkadaşlarla oturuyordum. Sen içeri girdin hemen yanımıza oturdun. O kadar sarhoştun ki benimle uğraşıp duruyordun. Yine herkese rezil oluyorduk. Ardından kız arkadaşın geldi. Farklı bir masaya geçtiniz ama sen hala benimle uğraşıyordun. En sonunda kız arkadaşın sinirlenip gitti sende onun peşinden koştun. Ben yine acılarımla kaldım. Sonra fenalaştım ama hiç haberin olmadı bundan. Beni Aralık ayının başında deniz kenarına götürdüler. Yarım saat boyunca denize taş atarak içimdekileri de atmaya çalıştım ama yapamadım...

    Zamanla herşey daha da kötüleşmeye başladı. Sürekli bana hakaret ediyordun bense seni hala seviyordum. Herkes bana kızıyor, sana izin vermemem gerektiğini söylüyordu. Senden uzak durmaya çalışıyordum ve sen herkese benimle aranda asla bir şey olmayacağını söylüyordun. Oysa benim tek isteğim vardı oda senin dostun olmak. Çevremizdeki insanlar elbirliği yapmışcasına sürekli ikili oynuyorlar bizde birbirimizle uğraşmaktan gerçekleri göremiyorduk.

    En son kavgamız korkunçtu. Sebepsiz yere kavga çıkardın. Yurdun kantininde bir bardak suyu suratıma fırlattın. Nasıl yaptım bilmiyorum ama gelen sudan kurtulmuştum. Herkes şok olmuştu, tek sakin olan bendim. Bağırmadan gayet normal bir ses tonuyla "Sen hastasın. Defol git buradan" dedim. İlginçtir hiç bir şey demeden gittin. Bir kaç dakika sonra ise yine geldin ve beni zorla dışarı çıkardın. Sürekli konuşuyordun.

    "Yoruldum, çık hayatımdan, seni görmek istemiyorum, istersen buradan giderim" diyordun. Bağırdın, bağırdın, bağırdın... Bir an bana vuracağını düşündüm ama yapmadın. Keşke vursaydın. Yumruğunun acısı geçerdi ama söylediklerinin acısını uzun süre üzerimden atamadım...

    Ve dostluğumuzu belkide sana olan aşkımı kaybettik. Artık hiç görüşmüyorduk. Şubat ayının son gecesine kadar sürdü bu düşmanlık.

    O gece hazırlanıp bir partiye gittim. Aslında sende gelecektin ama benim gittiğimi duyunca vazgeçtin. Gelseydin herşey daha mı farklı olurdu acaba? Belkide dönüşte o arabaya binmezdim. En yakın arkadaşımın sevgilisi sarhoş bir şekilde gelmişti. Arkadaşımı yalnız bırakmamak için bende bindim. Yolda giderken seni düşünüyordum. Ve içimden bir şarkı geçiyordu.     "Sevgi anlaşmak değildir nedensiz de sevilir. Bazen küçük bir an için ömür bile verilir... " tam o sırada karanlıkta iki farın üstümüze geldiğini fark ettim. İlk önce kız kardeşim geldi aklıma ardından da annem. Galiba ölüyorum diye düşünürken karanlıkta senin yüzünü gördüm. Büyük bir gürültü işittim, herkes bağırıyordu. Ben ise gözlerimi hayalinle huzur içinde kapattım.

    Kendime geldiğimde bir hastahanenin rontgen odasındaydım. Başımda üç kişi vardı. Bilincimin yerinde olup olmadığını sormuşlar, bende "tabi ki yerinde çünkü hala onu seviyorum" demişim. Bunu sende duymuşsun ama daha sonra bana söylediğine göre rol yaptığımı düşünmüşsün. Nasıl bu kadar kör olabildin? Ben hala seni seviyordum.

    Dokuz gün o hastahanede kaldım. Bir kere beni ziyarete geldin. Senin geldiğin güne kadar bir çok şeyi unutmuştum özelliklede kavgalarımızı. En yakın arkadaşım kazanın gecesi hastahanede hep seni sayıkladığımı söyledi ve birde o şarkıyı.

    Hastahaneden çıktıktan sonra bir yakınımın evinde kaldım. İhtiyaçlarımı karşılayamıyordum. Oradayken bir gece telefonda konuştuk seninle. Sende benim gibi herşeyi unutmak istiyordun. Ortamdaki kokuşmuş ilişkilerden seninde miden bulanıyordu. Artık herşey daha güzel olacaktı. İkimizde buna inanıyorduk

    Ama olmadı... Başlangıcı bilinmeyen hatalar sona ermede. İlk karşılaşmamızda diğerleri ile sarılıp kucaklaştığım halde sen ellerini saçlarıma uzattığında korktum ve geri çekildim. Sana göre yine şımarıklığım tutmuştu. Ama bu gerçek değildi. Gerçeğin ne olduğunu sorma çünkü bende bilmiyorum.

    O gece yatağa uzandığımda ölmediğim için kendimi çok mutlu hissettim. Çünkü herşeyden önemlisi yeniden seninleydim. Ve tek isteğim ikimizinde birbirimizi herşeyden çok sevmesiydi. İşte o gün gerçekten sevgilin olmak istedim.

    Çünkü sevmek anlaşmak değildi........

Bir Önceki Mektuba Gitmek İçin Tıklayınız Ana Sayfaya gitmek için tıklayınız Bir Sonraki Mektuba Gitmek İçin Tıklayınız